Sanmanın o zehirli elmasını ısırdı kalem
Dünyaya sürüldü şiir…
Ey zeytinin inceliği
Ey sokakların en çişli köşeleri
Buzdan bir zerafetle izlemektesiniz…
“İnsan” belgeselinin kısa metraj çekimini
Ve siz
Küçük hanımlarrrr
Mahallelerinizde çamaşır sererken
Ve
Beyefendiler
Ellerken gözlerinizle güzel kalçaları
Masalları piç ediyor tekeller…
Düşler nadasa yatıyor
Dünyanın yörüngesi darmadağın
Kibritçi kız buzdan koltuğunda
Sığındıkça çerlerin ve çöplerin sıcağına
Vasati kırk gün kırk gece daha
Yaşıyor
Masallar kelebek ömrü
Son çöple intihar düşü
Tabanca olup dayanıyor şakağına
Kelimenin en sığ anlamıyla
Hayattttt
Ölüyor…
Basit soruların peşinde yokoluyor dakikalar
Ufak tereddütlerse yön veriyor yaşama
sıratla ipatlayan
dünyayı misket sanan
alelade herkes gibi yaşayan yani
Herkes gibi kendini bir masal kahramanı sanan insan
Bir doğuyor
Bir düşüyor
Mavinin her gülümsemesiyle
kıvılcımlar sararken samanlığı
Her yüz çeviriş
Bir intihar oluyor…
Sürüyor saltanatın sefahatı
Padişah buyurdukça
Mehteran
vuruyor
Masaldan kız çocuğu...
D………………üşüyor
İki ileri bir geri
Sevmenin tüm halleri
Dünyanın tüm şehirleri
Gelmişleri
Ve gelicek tüm ezgileri
Kırkbirinci çöp niyetine
Kendini yakmaya çalışan kıza
Ağlıyor…
-Su söndürürse yangını-
Ateş bile yitirse anlamını
Bu histerik titreyiş
-ki aşka yorar bazı bilim adamları-
Dünyaları tekrar kuruyor…
20/12/2008