Su'dur en iyi deterjan
suyu bile beyazlatan

Turgut UYAR

10 Şubat 2012 Cuma

Lali Berte'ye Mektuplar (Aramak Lali Berte Demektir)

Çoklarca kez satın alıp çoklarca kez kaybettiğim, şu an itibariyle de bir iki halk kütüphanesi dışında hiçbir yerde bulanamayan Mecit Ünal'ın  kitabı Lali Berte'ye Mektupların orjinal metnidir;












Çıplak gözle görülebilen bütün yıldızları saydım gözlerin
şehlaydı.


Sesin hüzünle ve ayışığıyla yıkanan bir ırmaktı ve yüzün
sokaklarının kasımpatı kasımpatı koktuğu yıkık bir ka-
saba.


Ağzın kırmızı ve öpük bir telaş içindeydi ürkekti saçla-
rınsa omuzlarından kalçalarına dökülen bir şelale


Seninle kendi bedenimde kaç kez çığlık çığlığa seviştim de
bedenin keşfedilmez bir coğrafyaydı.


Ödünç iki damla gözyaşı vermiştin bana
Uzun bir yağmur bir akasya masalı Marks'ın mezarından 
koparılmış iki katre karanfil mor bir hırka soğuk kış ge-
celeri için hüzünlü akşamlar için gri bir şarkı geceleri
gökte bir ay denizde bir sandal ben bu yarayla -yüreğim!-
sana nasıl yetişebilirdim


Yetişsem ne verebilirdim sana bu çılgın çıngırak yazılar 
bir çakıltaşı ve söğüt dalından yapılmış bir kolbağından
başka


Kaldım 
                                     -5-






Sana
çıplak gözle görülebilen bütün yıldızları sayıyorum göz-
lerin hala şehla
Sesin hüzünle ve ayışığıyla yıkanan bir ırmak ve yüzün
sokaklarının kasımpatı kasımpatı koktuğu yıkık bir ka-
saba.
Ağzın hala kırmızı ve öpük bir telaş içinde ve ürkek saç-
larınsa omuzlarından kalçalarına dökülen bir şelale
Seninle kendi bedenimde çığlık çığlığa sevişiyorum da
günlerce gecelerce bedenin hala keşfedilmez bir coğrafya


Sana
Ödünç iki damla gözyaşı verdiğin için bana uzun bir yağ-
mur bi akasya masalı Marks'ın mezarından koparılmış
iki katre karanfil mor bir hırka soğuk kış geceleri için hü-
zünlü akşamlar için gri bir şarkı


Sana
Ben sana ulaştıkça sen ulaşılmazlaştığın için
Ve aynı ölçüde ulaşılabilir olduğun için sana


Hiç olmadığın için de sana
-Olsaydın seni bu denli çılgınca arayamazdım-
Aslında hep varolduğun için de


Ve
Ayrıntıları düşleyicilerine bırakılmış ama düşleyicileri de
belirsiz bir düşün düşizleyicisi olduğun için de
    sana.........


                                   -6- 








































1. 
DÜNYANIN BÜTÜN 
ALANLARINDA BEKLE BENİ;
SANA KIRMIZI BİR GÜL
VERECEĞİM.








                                        -7-


Ne tuhaf değil mi? Sen bu mektubu okurken, yeryü-
zünde artık hiçbir cezaevinin kalmadığını -şimdi her biri
birer müze, zincirin, copun, ve bütün işkence aletlerinin;
insanı büyük yürüyüşünden alıkoyan bütün baskıcı ku-
rumların eski eserler müzesine kaldırılalı yüzyıllar oldu-
ğunu biliyorsun da, ben yazarken bilmiyorum. Belkiyer-
yüzü kitaplıklarında insanlığın tarihi tarih öncesine
ilişkin olarak, ansiklopedilerden ayrıntılı bilgiler edinebi-
lirsin. Belki bizim yaşadıklarımızı anlatan belgeler de var-
dır o kitaplıklarda.. İS. 1989'da Türkiye'de Turgut ÖZAL
diye bir Başbakandan, M. Oltan SUNGURLU diye bir
Adalet Bakanı'ndan, aynı günlerde Bulgaristan'dan tren-
lere doldurulup Türk sınırına yığılan Türk kökenli binler-
ce insan için dünya çapında insan hakları çığırtkanlığı
yapan bu ve başka devlet yetkililerinin, onlarca tutukluyu
otuzbeş günlük açlık grevindeyken ölüm yolculuğuna çı-
kardıklarını, bu sırada ve gönderildikleri cezaevlerine
yerleştirilirken, birbirlerini Haydar diye çağıran gardiyan
mı, işkenceci mi olduğu belirsiz kişilerce işkence yapıldı-
ğını, bu işkenceler sonucu Mehmet YALÇINKAYA ve H.
Hüsnü EROĞLU adlı siyasi tutukluların öldüğünğ, hatta,
rapor hazırlayan Hipokrat yemini etmiş işkenceci çırağı
doktorlardan söz edildiğini öğrenirsen şaşırma! Tarih ki-
taplarında böyle olaylar ayrıntılarıyla anlatılmaz! Yıllar,
yüzyıllar hatta bin yıllar bir satıra sığdırılır. Ama diyo-
rum, bütün bu yaşananları tek tek yazan bir halk vakanü-
visi mutlaka yaşamış olmalı!
Şaşırıyorsun değil mi? Ve kendine sorup duruyorsun;
insanlar ne kadar acı çekmişler? Yaşadığın zaman ve me-
kanı düşlüyorum da, şaşırman ve kendine sorular sor-
man ne kadar tuhaf, ne kadar düşsel geliyor bana. Senin 
yerinde olmak ve bunları çok uzak bir geçmişte kalan 
olaylar olarak kitaplardan öğrenmek isterdim. Benzerleri
ülkelere hükmederken Hitler'i kitaplardan okuyup nasıl


                             -10-


şaşırdıysam. Nasıl , aklı başında tek bir kişi bile yok muy-
 muş, diye sorup durduysam. Birazcık büyüyünce, Hitler
gibilerin hala yaşadığını ve her gün binlerce insanın öldü-
rüldüğünü, zulüm ve işkence gördüğünü öğrendim, yü-
reğim uçukladı.





                                     (7 Ağustos-1989/Bartın Özeltip C.Evi,
                                         -Gece. Bir baykuş acı acı ağlıyor-) 




































                                         -11-